.

Üniversitemizde “28 Şubat’tan 15 Temmuz’a” Konulu Konferans Gerçekleştirildi

24.02.2017

15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu Başkanı İlimiz Milletvekili Av. Reşat PETEK ve 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu Üyesi Milletvekili Dr. Ravza KAVAKCI KAN’ın konuşmacı olarak katıldığı “28 Şubat’tan 15 Temmuz’a konulu konferans üniversitemiz Konferans ve Sergi Salonunda gerçekleştirildi.

Program, İstiklal Marşının okunması ve Saygı Duruşunda bulunulması ile başladı. Ardından İlhan TANRIÖVER tarafından Kuran tilaveti gerçekleştirildi.

Programın açılış konuşmasını Asrın Hilal Topluluğu adına Durmuş Ali ERTAŞ yaptı. Burada bulunan herkesin birlik ve beraberlikle burada bulunduğunu düşünüyorum.  Her milletin dönüm noktaları olduğuna vurgu yapan ERTAŞ, 15 Temmuz darbe girişimi de bu dönüm noktalarından biri olduğunu vurguladı.

Daha sonra 15 Temmuzu konu alan sinevizyon gösterisi gerçekleştirildi.

Ardından “28 Şubat’tan 15 Temmuz’a” konulu konferansa geçildi. Ravza KAVAKÇI KAN Burdur’da olmaktan duyduğu gururu dile getirerek sözlerine başladı. Sayın Ravza KAVAKÇI KAN sözlerine şöyle devam etti; “Bu ülke Merve KAVAKÇI olayı yaşadı. Sadece o değildi, Ayşe, Fatma onun temsil ettiği Ahmet ya da Mehmet de olabilirdi. Başörtüsü yüzünden Merve KAVAKÇI 7 Haziranda yemin edebildi.  Sağcı solcu, Alevi Sünni, gerici ilerici diye bizleri birbirimize düşürmek istedikleri gibi o zihniyet bizleri birbirimize düşürmek istedi, o zamanda oyuna gelmedik şimdi de gelmeyeceğiz. Özellikle 15 Temmuz sonrası hiç gelmeyeceğiz. 23 Haziran 2015.. Ve benim gibi başörtülü kadın milletvekilleri de erkek milletvekilleri ile birlikte yemin ediyoruz. O zaman iç tüzükte kanunda bir değişiklik var mı Yok. Pantolon giyilebilmesi haricinde hiçbir değişiklik yok. 16 senede ne değişti Zihniyet değişti. Demokratikleşme değişti. Dünyada mükemmel demokrasi yok. Bu ülke de o yolda en hızlı yol kat edenlerden bir tanesidir. O süreç içerisinde ne değişti. Öteki denen, hor görülen insanlar iktidara geldi ve iktidarda güçlenerek devam etti. Halk neden daha fazla oy verdi. Çünkü halkı dinlediler ona göre hareket ettiler. 15 Temmuz sonrası halkımızın yüzünü yere düşürürsek o zaman bizi de gömsünler sandığa daha iyisi gelsin dedik.  Bu düşünceyle görev yaptığımız için bugünlere geldi. Ve 15 temmuz.. 248 şehidimiz oldu, onlara rahmetle anıyorum. Bizler o zaman ne gördük, cumhurbaşkanımızın sadece bir sözüyle halk sokaklara döküldü. O gün ne gördüm O çağrıyla her kesimden insan var. Her kesimden insan sokaklardaydı. Biliyorlardı ki memleket için sokağa çıkmamız gerekiyor. Muhalefetin de destek vermesiyle bizler bir destan yazdık. Bunu edebiyat yapmak için söylemiyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları o gün demokrasi için mücadele etmek nedir o gün yazmışlardır. Çünkü insanlarımız birlik ve beraberlik içinde bunu kanıtlamıştır. Gençlere hep güvendim. Gençler bu Türkiye’de büyüdüler, 28 Şubat görmediler, onlar daha ferah bir ülkede yaşıyorlar pek sıkıntı bilmiyorlar, savaş görmediler çok şükür diye düşünürdüm, hepinizden özür diliyorum. Çünkü 15 Temmuz’da en genç şehidimiz 15 yaşında. Onun için bu gençler milletvekilliği yapabilir mi diyenlere şunu söylüyorum. Şehit olmak için erken değilse milletvekili olmak için de erken değildir. Bu gençler hepimize bir ders verdiler. Allah onlardan razı olsun. Hemcinslerimden bahsetmem gerekirse... Hanımefendiler, dünya gördü onları. Kadın ve demokrasi derneği ne güzel söylemiş tanklardan güçlü kadınlar. 11 tanesi şehit oldu. Gençlerimizle, erkeklerimizle birlikte kadınlarımız da tanklardan güçlü olarak sokaktalardı. Gece tıkırtılardan korkanlar o gün boğaz köprüsüne gidip tankların önünde durabiliyor. Askere namlusu ona dönük tankın önünde sen ne yapıyorsun diyor ve korkmuyor. 15 Temmuzun sonrasında bugünlerde onlara çok şey borçluyuz. Sorumluluğumuz artmış durumda. Meclisin sizleri temsil etme şerefini yaşayanların omuzlarındaki yük artmış durumda. Eski Türkiye-yeni Türkiye demiştim ya farklı bir Türkiye var dünyanın gözünde bizim bunun hakkını vermemiz lazım. 15 Temmuz geçti demokrasi nöbetlerindeydik. Birlik ve beraberliğimizi gösterdik. Bundan sonra bu ülkede darbe olmayacak ne bizler ne de bu halk buna müsaade eder. Onun için aynı 15 Temmuzda olduğumuz gibi birbirimizle biriz, birbirimizle karşı karşıya getiremeyecekler. İnşallah bu zorlu süreci de birlikte atlatacağız.

Daha sonra konuşan 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu Başkanı İlimiz Milletvekili Av. Reşat PETEK ise “Gönüller diyarı Burdur’umuzun güzel insanları hepinizi sevgiyle selamlıyorum.” Sözleriyle konuşmasına başladı ve şöyle devam etti; “ 28 Şubat 1997’den 15 Temmuza kadar o günden bu güne hem yaşananları hem de darbeler olmasaydı da daha güzel şeylerden bahsetseydik ama bunlar bizim gerçeklerimiz. O günden bugüne nasıl bir mücadele verildi bunları anlayıp genç küşatlara anlatmalıyız, bunlar bizim boynumuzun borcudur. 28 şubat iliklerime kadar yaşadığım bir darbedir. 28 şubat darbecileri ile dünyada hesaplaşabileceğimizi tahmin etmiyordum. Şahsen ve millet adına bunlarla konuştum. Sizlere tavsiyemdir darbecilere asla paşam demedim, sizlere tavsiyem sakın paşam demeyin. Paşayı bu milletin inancına, değerlerine halkına saygılı olanlara deriz. Başörtüsüyle, inancıyla dalga geçenlere demedik demeyiz. Başımız dik, alnımız açıktır. Biz birlikte birlik beraberlik diyoruz, başı açık kapalı ayrımları sorgulamak dünyada sorgulamak kimsenin haddi değil. İstediğimiz şehitlerimizin emaneti bu topraklarda barış ve huzur içinde yaşayalım bunu istiyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi ile 28 Şubatı pek çok anlamda kıyaslayabiliriz ama bir şey söylemek gerek. 28 Şubatta darbecilerden yana taraf olan yargı, akademisyenler, medya darbeye alıştırılıyordu. 15 Temmuzda medya çok iyi bir sınav verdi, sivil toplum kuruluşları, din görevlileri, siyasi partiler de çok güzel bir sınav verdiler. Diğer darbelerle 15 Temmuzu kıyasladığımızda halkımızda basından, polisine, halkına kadar ortak bir mücadele verildi. Türk silahlı kuvvetlerinde başörtüsü serbest hale geldi. Her düşünce hedeflerine varmak için kendi metotlarını kullanır. Bizim kadim medeniyetimiz doğru hedefe doğru metotları uygulamayı yaparız. Biz doğru hedefe doğru metotla gitmemiz lazım yine. Zulüm adaletsizlik, yalan yok, doğru konuşmak var, vaadini gerçekleştirmek vardır bizim peygamberimizde. Ama Fetö Hristiyan propagandası yaptı. Fetö papanın elini öptü Hristiyanlığın misyoner faaliyetlerini fetullahçılarca nasıl pazarlanabileceğini konuştular. 15 Temmuzdan sonra ne dedi haçlılardan zarar gelmez dedi değil mi Hepiniz dinlediniz. Dini ahlakı istismar ederek CIA’ye hizmet edenler cezalarını çekeceklerdir. Cumhurbaşkanımız zaman zaman hatırlatıyor. Bizler bu kadar zulüm gördük, ama polise taş atmadık, devletin organlarına karşı silahlı bir hareket yapmadık, derdimizi millete söyledik, 15 yıldır milletimiz kendi oylarıyla getirdiği iktidarın rahatlığını ferahlığını yaşıyor. Milletimize güveniyoruz. Bizi bir tuzağa düşürmek için hayır diyenler vatan haini, sizin anladığınız demokrasi bu mu gibi konuşmalar oluyor. Anayasa teklifi geçerse ülke eyaletlere ayrılacak deniliyor. Bizde dedik ki Türkiye’nin eyaletlere bölüneceğine dair bir madde gösterebilir misiniz Doğru üzerinde tartışamadıkları için ülke bölünüyor gibi yalanları ortaya atıyorlar. Meclis soruşturması, meclis araştırması görevleri duruyor, hatta iyileştirme yapmışız, soru soruyoruz cevap verilmiyor dendi 15 gün içinde cevap verilecek dedik. Cumhurbaşkanı Türkiye cumhuriyetinde ilk defa hesap verebilir konuma getiriliyor. Cumhurbaşkanı vatana ihanetten yüce divanda yargılanabilir.  Cumhurbaşkanının mevcut sistemde hiçbir şekilde yargılanma hakkı yok. Ama 16 Nisandan sonra evet çıkarsa yargılanma istenebilecek. Birlikte yaşama fıtratıyla yaratılmışız. Türk milleti olarak da İslam ümmetinin bir parçası olarak hakikati bulma çabasında olduk hep.  Darbecilerin tehdit ettiği gibi iman olmaz. Toplum olarak inandığımız çok temel bir ilke vardır o da Adalet, Adalet Adalet.. Allah adaleti emrediyor. Adaletin olduğu yerde de huzursuzluk olmaz. Biz bu inandığımız ilkeler doğrultusunda adaletin yeryüzünde tecellisi noktasında sonuna kadar çalışmaya and içtik. 16 Nisan bu yolculukta yeni bir milat olacaktır. Milletimiz için kutlu olsun diyorum.”

Konuşmaların ardından, konferans dinleyicilerden gelen soruların yanıtlanması ile son buldu.

Program sonunda Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet KARACA ve Asrın Hilal Topluluğu Akademik Danışmanı Başkanı Öğr. Göv. Şahali KAYA tarafından konukları plaket, öğrenciler tarafından ise çiçek takdim edildi.

Görseller

DUYURULAR

  • Rektör Dalgar'ın Kurumsal Akreditasyon ile ilgili Açıklaması | 25.04.2024
  • Rektör Dalgar’ın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Mesajı | 22.04.2024
  • Mazeret Ara Sınavlarına Başvurular Hakkında Duyuru | 22.04.2024
  • Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar'ın Ramazan Bayramı Mesajı | 09.04.2024
  • Acı Kaybımız... | 01.04.2024
  • MAKÜ Üniversite Öğrencileri Proje Yarışması | 29.03.2024
  • Acı Kaybımız.. | 25.03.2024
  • Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar'ın 18 Mart Mesajı | 18.03.2024
  • Rektör Prof. Dr. Hüseyin Dalgar'ın Üniversitemizin Kuruluşunun 18. Yıldönümü Mesajı | 17.03.2024
  • Acı Kaybımız... | 16.02.2024
  • Güney Kariyer Fuarına Gidiyoruz! | 06.02.2024